Man Booker yine aynı yayınevine gitti
Man Booker’ı ilk kez bir Amerikalı yazar kazandı!
GENEL

Man Booker yine aynı yayınevine gitti

Dünyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden Man Booker ’ın 2016 yılı kazananı, “The Sellout” kitabıyla Paul Beatty oldu. Beatty’nin kitabı, ABD’nin ırk politikalarını hicvediyor. Bugüne kadar ödülü kazanan ilk Amerikalı olan Beatty, jüri tarafından Mark Twain ve Jonathan Swift gibi yazarlarla birlikte anıldı.

Los Angeles doğumlu 54 yaşındaki yazara ödül kazandıran “The Sellout”, Afro-Amerikan karakterlerin varlıklarını yeniden “tesis etmek” için köleliği geri getirmek istediği bir roman.

Beatty, her ne kadar okuyucuların kitabı “sindirmekte” zorlanacağını itiraf etse de, bu sene jüri başkanlığını üstlenen tarihçi Amanda Foreman, kitapla ilgili “Kurgu huzurlu olmamalıdır” dedi:

“Gerçek nadiren güzeldir ve bu, okuyucusunu neşeli bir taşkınlıkla azarlayan bir kitap… tam da bu yüzden başarılı. Bir yandan azarlanırken, bir yandan da gıdıklanıyorsunuz. Bu tam ip üstünde cambaz işi ki yazar bu işi müthiş bir heves, enerji ve güvenle kıvırıyor. Hiç yumuşamıyor ve yumruklarını gevşetmiyor.”

Foreman, özellikle de siyahların öldürülmesine karşı başlayan “Black Lives Matter” (Siyah Canlar Önemlidir) hareketi bağlamı düşünüldüğünde, kitabı “çağımızın romanı” olarak tanımladı:

“‘The Sellout’ o çok nadir bulunan kitaplardan biri: hiciv yapabiliyor, çoğu zaman doğru düzgün işlenemeyen çok zor bir konu hakkında ve Swift ve Twain’den beri görmediğim türde yabani bir ince zekâyla çağdaş Amerikan toplumunun tam kalbine saplanıyor.”

Bütün toplumsal tabuların ve siyaseten doğrucu nüansların, tüm dokunulmazların içini dışına çıkarmayı beceriyor. Bizi güldürürken ürkütüyor. Aynı anda hem komik hem de acı verici.”

“The Sellout’un yayıncısı Oneworld, küçük ve bağımsız bir yayınevi ve geçtiğimiz senenin kazananı Marlan James imzalı “A Brief History of Seven Killings” de bu yayınevi tarafından basılmıştı. Londra’da gerçekleşen törene katılan ve 50 bin pound (yaklaşık 185 bin lira) ödülü kabul eden Beatty, duygusal anlar yaşadı:

“Fazla dramatik olup ‘yazmak hayatımı kurtardı’ filan demek istemiyorum… Ama yazmak bana bir hayat verdi.”

Tören sonrasında gerçekleşen kısa basın toplantısında ödülü kazanmanın kendisi için büyük anlam ifade ettiğini ve “acayip mutlu” olduğunu söyledi. Yazar aynı zamanda kitabını hiciv olarak tanımlamadığını ama bu şekilde tanımlanmasından memnun olduğunu ifade etti.

Man Booker’ın bu yılki adayları arasında, “Hot Milk” adlı romanıyla Deborah Levy, His “Bloody Project” adlı romanıyla İskoç yazar Graeme Macrae Burnet, “Do Not Say We Have Nothing” adlı romanıyla Madeleine Thien, “All That Man Is” adlı romanıyla David Szalay ve “Eileen” adlı ilk kitabıyla Ottessa Moshfegh bulunuyordu. “Do Not Say We Have Nothing” adlı romanında Tiananmen Meydanı’ndan sağ kurtulup Kanada’ya kaçan Çinli bir kadının öyküsünü anlatan Madeleine Thien, bahis siteleri tarafından ödülün favorisi olarak gösteriliyordu.

Diğer Genel İçerikleri